WhatsApp ve Mesajlaşma Uygulamalarının Para Kazanma Modelleri

WhatsApp Mesajlaşma ve Para Kazanma Modelleri

Son 24 saatte 100’den fazla WhatsApp mesajı attım. Bu mesajlarımın hiçbiri çok heyecan verici değildi. Ailemle bazı planlar yaptım, iş arkadaşlarımla bir proje hakkında fikir alışverişinde bulundum ve arkadaşlarımla dedikodu yaptım. Ancak bu sıkıcı mesajlarım bile otomatik olarak şifrelendi. Bu güvenliğin arkasında, WhatsApp’in dünyanın çeşitli ülkelerindeki veri merkezlerinin ev sahipliği yaptığı güçlü sunucular var. Bu operasyon elbette ucuz değil, ama ne ben ne de konuştuğum arkadaşlarım bugüne kadar WhatsApp’ı kullanmak için bir kuruş bile harcamadık.

Peki, WhatsApp nasıl para kazanıyor? Bu sorunun cevabı, arkasında aynı zamanda Facebook ve Instagram’ın sahibi olan Meta gibi büyük bir şirketin bulunmasında yatıyor. Kişisel WhatsApp hesapları ücretsiz olarak sunuluyor çünkü WhatsApp, bireysel kullanıcılara ulaşmak isteyen ticari müşterilerden gelir elde ediyor. Geçtiğimiz yıl itibarıyla şirketler, WhatsApp üzerinde ücretsiz kanallar oluşturarak abone olmak isteyen tüm kullanıcılara mesaj gönderebiliyor. Bazı ülkelerde bu sistem yeni bir uygulama, ancak örneğin Hindistan’da WhatsApp üzerinden otobüs bileti almak oldukça yaygın hale gelmiş durumda.

Meta’da mesajlaşma bölümünün başkan yardımcısı olan Nikila Srinivasan, “Vizyonumuz, hem şirketlerin hem de müşterilerin işlerini mesajlaşarak halledebilmesi” şeklinde açıklamalarda bulunuyor. Srinivasan, mesajlaşma ekranından çıkmaya gerek kalmadan bilet almanın, iade süreci başlatmanın veya bir ödeme yapmanın mümkün olabileceğini ifade ediyor. Şirketler artık Facebook veya Instagram’daki bir reklam aracılığıyla doğrudan WhatsApp mesaj penceresi açılmasını sağlayan bağlantılar satın alabiliyor. Srinivasan, bunun yalnızca teknoloji devi için “milyarlarca dolar” değerinde olduğunu belirtiyor.

Mesajlaşma Uygulamalarının Para Kazanma Yöntemleri

Farklı mesajlaşma uygulamaları, kullanıcılarına hizmet sunarken farklı para kazanma yöntemleri benimsemektedir. Örneğin, güvenlik protokolleriyle öne çıkan Signal, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olarak faaliyet göstermektedir. Telegram gibi bazı şirketlerin aksine, yatırımcılardan bugüne kadar hiç para almadıklarını belirtmektedirler. Bunun yerine, bağış yoluyla sürdürülebilirliklerini sağlamaya çalışıyorlar. Signal’in kurucularından Brian Acton, 2018 yılında yaptığı 50 milyon dolarlık bağışla bu sürece katkıda bulunmuş.

Signal’in başkanı Meredith Whittaker, nihai hedeflerinin küçük bağışçılardan gelen çok sayıda mütevazı katkıyla ayakta kalmak olduğunu vurguluyor. Daha çok bilgisayar oyunu oynayan gençler tarafından kullanılan Discord ise farklı bir model kullanarak, uygulamaya kaydolmanın ücretsiz olduğunu, fakat bazı özelliklerin ücretli olduğunu belirtiyor. Snapchat, bu yöntemlerin farklı unsurlarını bir araya getirerek, Ağustos 2024 itibarıyla 11 milyon ücretli abonesi olduğunu ve ayrıca artırılmış gerçeklik gözlükleri olan Snapchat Spectacles’ı sattığını duyuruyor. Forbes’a göre, şirket 2016-2023 yılları arasında yalnızca faizden 300 milyon dolar kazandı. Ancak Snapchat’in ana gelir kaynağı yıllık 4 milyar dolarla reklamlardır.

İngiltere merkezli Element, hükümetlere ve büyük kuruluşlara güvenli bir mesajlaşma sistemi sunuyor. Müşteriler, teknolojiyi kendi özel sunucuları üzerinden yöneterek veri güvenliğini artırıyor. Element’in kurucularından Matthew Hodgson, 10 yıllık şirketin kâr etmeye çok yaklaştığını ifade ediyor. Hodgson’a göre, mesajlaşma uygulamaları için en popüler iş modeli hâlâ reklamcılıktır. “Pek çok mesajlaşma platformu, kullanıcıların ne yaptığını, kimle konuştuğunu takip ederek reklam satıyor, onları en iyi reklamlarla hedef alıyor” diyor.

Buradaki temel fikir ise şu: Şifreleme ve anonimlik prensipleri uygulanmasına rağmen, uygulamaların kullanıcıları hakkında daha fazla bilgi edinmesi ve bu verileri reklam satmak için kullanabilmesi için mesajların gerçek içeriğini görmesine gerek yoktur. Hodgson’a göre bu, “eski bir hikaye”. “Kullanıcı sizseniz ve ödeme yapmıyorsanız, o zaman büyük ihtimalle ürün sizsinizdir” diyerek, kullanıcıların bu durumu sorgulaması gerektiğini vurguluyor.